Hristiyanlığın Doğuşu ve Gelişim Süreci
Hristiyanlığın doğuşu ve gelişim süreci Roma İmparatorluğu dönemine dayanmaktadır. Roma İmparatorluğu, 3 kıta üzerine yayılmış bir egemen güçtü ve diğer din ve kültürlere karşı çok da yumuşak olmayan, baskıcı bir imparatorluktu. Bu dönemin sonlarında (Miladi 30’lu yıllarda)Filistin’de Hz. İsa’nın peygamber olarak ortaya çıkması, yeni bir din akımının oluşmasına zemin hazırlamıştır. İlk başlarda Yahudiliğin bir mezhebi olarak algılansa da sonraları yeni bir din olduğu anlaşılmıştır.
Hristiyanlığın kurucusu Tevrat ve Yeni Ahitte de yer edindiğine göre Hz. İsa’dır (a.s) olarak kabul edilir. Nitekim bu bilgi Kur’an-ı Kerim’le de örtüşmektedir.
Hristiyanlık, Hz. İsa merkezli bir dindir yani inancın temeli, İsa’nın varlığı üzerinedir. Bir diğer ifadeyle Hristiyanlık; İncil’in doğrulu üzerine kurulan bir din değil, İsa’nın yaşamı, ölümü ve ölümden sonra yeniden dirilmesi üzerine temellendirilen bir dindir. İsa hakkında elde edilen bilgiler kitabidir ve bu kitabın Kanonik İnciller olduğu bir gerçektir.
Kur’an’ı Kerim’in bize verdiği bilgilerde de yukarıda açıkladığımız bilgiler mevcuttur. Ancak Hz. İsa’nın (a.s) annesi Meryem hakkında ileri giden Hristiyanlar, buradan itibaren sahip oldukları düşünceleri ile İslam düşüncesinden ayrılmaktadır. Kur’an’ı Kerim’de Hz. İsa’nın doğuşu Meryem Suresi’nde anlatılmaktadır. Cebrail’in Hz. Meryem mabette iken yanına gelmesi ve herhangi bir erkek eli değmeden Hz. Meryem’in Hz. İsa’ya gebe kalması ve Allah’ın Hz. İsa için “Hem onu insanlara bir mu’cize ve nezdimizden bir rahmet kılacağız.” (Meryem Suresi 21) ayeti ile Hristiyanlara cevap verilmiştir. Yani Hz. İsa, Hristiyanların inandığı gibi Tanrının oğlu değildir. Kur’an’ı Kerim, bu konuda kesin hükmü İhlas Suresi ile vermektedir. Surede geçen “Doğurmadı ve doğurulmadı” (İhlas 3) ayeti, Hz. İsa’nın normal bir insan olduğunu kanıtlamaktadır.
Hristiyanlığın Gelişim Süreci
Hz. İsa’nın başından geçen olaylar ve en sonunda Hristiyanlık inancına göre çarmığa gerilmesinden sonraki süreç Hristiyanlığın gelişim süreci olarak değerlendirilmektedir. Çünkü İsa’nın “Tanrının oğlu” olduğu inancı doğumundaki mucize ve çarmığa gerilmesine dayandırılmaktadır. Ancak Kur’an’ı Kerim bu olayı farklı şekilde zikretmektedir. "Hani Allah, İsa'ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu seni Ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim." (Al-i İmran Suresi'nin 55)
Hristiyanlığın doğuşu ve gelişim süreci, İncil’de Saul adıyla St. Paul’un Yeni Ahit’te bahsedilen mucize ile cemaate katılmasıyla, Hz. İsa’nın mesajının “Kudüs dışına” taştığını ve imparatorluğun önemli askeri ve siyasi merkezlerinden biri olan Antakya’da yayılmaya başladığı görülmektedir. Bu döneme kadar Hristiyanlar, Yahudiliğin bir mezhebi olarak kabul edilmekteydi. Ancak bu dönemden sonra M.S.70 yılında tahrip edilmesiyle, cemaatin merkez üssü Antakya olmasından sonra Yahudilerden ayırt etmek için “Christian” (Hristiyan) adı kullanılmaya başlamıştır.
Hristiyanlık, Roma İmparatorluğu ve o dönemin azgın Yahudilerine karşın yeni gelişmiş bir din olarak daha çok ezilen, horlanan ve mazlum kitlelerin dikkatini ruhi faziletler üzerine çekmeye başlamıştır. Nitekim o dönemden günümüze kalan bazı kiliselerde tasavvur edilen ve resmedilen “acı sahneleri” de bu yönde bir gelişimin olduğunu göstermektedir.
Hristiyanlığın doğuşu ve gelişim süreci ile ilgili olarak verilecek aslında bundan daha çok bilgiler mevcuttur. Ancak genel hat itibari ile bu dinin doğuşu ve gelişimi yukarıda anlattığımız gibidir. Daha detaylı bilgi almak için tarih kaynakları ve Hristiyanlık ile ilgili yapılan çalışmaları ilgili kitaplardan inceleyebilirsiniz.
Önerilen İçerik: Hz. İsa'nın Hayatı
NeOldu.com / DİN
