Türkiye'de Sinema: Yeşilçam Tarihi

Türk sineması'nın 100 yılı aşkın süre önce başladığı yolculuk, bütün ülke sinemaları gibi toplumsal değişimlerin etkisiyle şekillendi ve sinemamız tanık olduğu bütün dönemlerin izlerini hep üzerinde taşıdı.

Yapılan ilk gösterimlerin ardından asıl sinema heyecanı Muhsin Ertuğrul'un damgasını vurduğu, 20'li yıllarda başlayan Tiyatrocular Dönemi'nde kendini gösterdi. 30'lu yılların sonuna kadar popülerliğini koruyan Ertuğrul filmleri, Türk sinemasında birçok ilke imza atarak, piyasayı hareketlendirdi.

40'lı yıllardan itibaren tiyatronun hakimiyetinden sıyrılmaya başlayan Türk sineması bir tür geçiş dönemine girdi. Bu dönemde üretilen filmler daha sonra gelecek Sinemacılar Dönemi için bir ön hazırlık gibiydi. Yeşilçam sineması melodramın gücüyle kendi yıldız oyuncularını ve formüllerini yaratırken, seri üretime geçilince bazı seneler 300'ü aşan film sayılarına ulaşıldı.

Türk Sineması Tarihine Damgasını Vurmuş Gelişmeler

1. İlk renkli Türk filmi, "Halıcı Kız" 1953 yılında gösterime girdi.

2. Metin Erksan filmi "Susuz Yaz", 1964 yılında Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı kazandı.

3. 1. Antalya Altın Portakal Film Festivali 1964 yılında düzenlendi.

4. 1972 yılı içinde 299 film çevrildi, renkli filmlerin sayısı siyah-beyaz filmleri geride bıraktı.

5. Yılmaz Güney ve Şerif Gören'in ortak çalışmasının ürünü olan "Yol", 1982 yılında Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye kazandı.

Yeşilçam'a Damgasını Vurmuş Filmler

Bazı filmler vardır ki Yeşilçam'a damgasını vurmuştur. İşte, Yeşilçam'ın en çok konuşulan filmleri...

Umut - Yılmaz Güney - (1970)

Yılmaz Güney'in çektiği toplumsal gerçekçi filmler, Yeşilçam'ın etkisini tüm gücüyle hissettirdiği bir dönemde, melodramın karşısına dikildi. Türk sineması için bir dönüm noktası olan film, daha sonra peş peşe çekilen siyasal filmlerin öncüsü olmuştur. 

Ah Güzel İstanbul - Atıf Yılmaz - (1966)

Atıf Yılmaz'ın sinemanın kilometretaşı filmlerinden Ah Güzel İstanbul, İstanbul üzerine çekilen unutulmaz filmlerinden biridir. 50'li yılların başına denk gelen Sinemacılar Dönemi boyunca, başta Ömer Lütfi Akad olmak üzere birçok ustalar Türk sinemasına yeni bir soluk getirdi. Sinemanın tiyatrodan farklı, özgün ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir sanat oluduğunu kanıtladı.

Vesikalı Yarim - Ömer Lütfi Akad - (1968)

Yeşilçam melodramları en parlak dönemini yaşarken, Ömer Lütfi Akad, Türk sinemasına melodram türünün başyapıtını armağan etti. Vesikalı Yarim, anlattığı imkansız aşk öyküsüyle Yeşilçam'ın kişiliksiz pavyon kadını prototipini de yerle bir etti.

Melodramların sonunu getiren televizyonun etkisiyle sinemanın gücünü yitirmesi ve insanları salonlara çekmek için, son çare erotik film furyası oldu.