Soğuk Savaş Tarihi | Başlangıcı ve Yaşanan Krizler

İkinci Dünya Savaş'ından sonra iki güç arasındaki gerilimli dönemin nedenleri ve yaşanan gelişmelerin tarihçesini sizler için özetledik. İşte detaylar.
Soğuk Savaş Tarihi | Başlangıcı ve Yaşanan Krizler

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan ve yaklaşık 45 yıl devam eden ABD ve Sovyetler Birliği’nin liderliğindeki Bloklar arasındaki ideolojik temelli gerilim, Soğuk Savaş dönemidir. Soğuk Savaş'ın hangi tarihte başladığı hala tartışma konusu olsa da simgesel olarak Truman doktrinin ilan edilmesiyle başladığı söylenebilir. İdeolojik temelli bu gerilim, ABD-SSCB arasındaki güvensizlikle pekişmiş, bu dönemde krizlere yol açmıştır.

Soğuk Savaş Nedir?

Soğuk Savaş Tarihi

Soğuk Savaş, 1947 yılından 1991 yılına kadar devam eden ve ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki siyasi, askeri ve ekonomik çekişme dönemidir. İki süper güç arasındaki bu gerilim, açık bir çatışmaya dönüşmeden uzun yıllar boyunca devam etti.

Soğuk Savaş'ın temel nedeni, ABD ve Sovyetler Birliği'nin ideolojik farklılıklarıydı. ABD, kapitalizm ve özgürlükçü demokrasiyi benimsemişken, Sovyetler Birliği komünizmi ve tek parti diktatörlüğünü savunuyordu. Bu farklı ideolojiler, iki ülke arasında sürekli bir çekişme ve rekabete neden oldu.

Soğuk Savaş Tarihi

Soğuk Savaş Tarihi

İkinci Dünya Savaşı sırasında ortak Nazi tehdidine karşı kurulan “koalisyon”, Almanya yenildikten hemen sonra dağılma emareleri göstermeye başladı. Savaş devam ederken toplanan konferanslarda, savaş sonrası Avrupa ve dünya düzeni konusunda temel ilkeler üzerinde anlaşmış olmalarına rağmen ABD ve SSCB’nin birbirlerine karşı tutumlarında çok önemli farklılaşmalar ortaya çıktı.

ABD ve İngiltere’nin yeni liderleri, Stalin’le ilk kez Temmuz-Ağustos 1945 tarihlerinde, Berlin yakınlarındaki Potsdam’da bir araya geldiler. Taraflar arasındaki görüş ayrılıklarının ileride daha da derinleşebileceği bu toplantıda ortaya çıktı. Konferansın başlamasından bir gün önce ABD, New Mexico eyaletinde atom bombasının ilk başarılı denemesini gerçekleştirmişti. Pasifik Savaşı bitmek üzereydi. Bu gelişmelerin gölgesinde üç lider esas olarak Almanya’nın ve Polonya’nın geleceğini görüştüler.

Üç lider ayrıca, Almanya’nın toprak kazanımlarının geri verilmesini ve savaş suçlularının yargılanmasını da kararlaştırdılar. Bunun yanı sıra Almanya’nın tüm savaş sanayinin de yok edilmesine karar verildi. Üç devlet arasında Almanya’ya ilişkin bazı konularda görüş birliği sağlansa da, ABD ve SSCB’nin “demokratikleştirme”den anladıkları, birbirine taban tabana zıttı.

Soğuk Savaşın Başlaması ve Gelişimi

Soğuk Savaş Tarihi

Soğuk Savaş İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, savaştan galip çıkmış iki büyük devlet (ABD ve SSCB) ve bu devletlerin çevresinde kümelenmiş küçük devletler arasındaki anlaşmazlık ve çatışmanın, doğrudan birbirlerine karşı silah kullanmadan sürdürüldüğü, belirli tarihsel döneme verilen addır.

Soğuk Savaş aynı zamanda, ülkeler arasında anlaşma kuralları yaratılmasına ve ilişkilerin bir düzen içinde, gücün sınırlanarak yürütülmesine olanak sağlayacak temel yöntem olan diplomasinin, iki blok arasında hemen hemen ortadan kalktığı bir dönem olmuştur. Kuralları oluşturacak ve işletecek olan diplomasi yerini güç ilişkilerine bırakmıştır. Gerçi karşıt blok üyeleri arasında diplomatik ilişkiler vardı ve her iki blok üyelerinin karşı tarafta diplomatları bulunuyordu ama diplomasi yöntem olarak gerçek işlevini yitirmişti.

Soğuk Savaş henüz düzeni kurulamamış savaş sonrası Avrupa’nın karışık ortamının bir ürünü durumundaydı.

Soğuk Savaştaki Sert ve Yumuşak Dönemlerdeki Krizler

Soğuk Savaş döneminde 1945-1964 arasında ABD-SSCB arasında daha sert bir dönem mevcutken, 1964 Küba Krizinden sonra yavaş yavaş bir yumuşama dönemine geçildiği görülmektedir.

1. Kore Savaşı: İlk Sıcak Çatışma

Soğuk Savaş Tarihi

Kore Asya’nın stratejik bir bölgesiydi ve Asya’ya ayak basmak için gayet avantajlı bir durumdaydı. Kore 1950 Haziran’ına gelindiğinde kolera salgınlarına uğrayan, okuma yazma oranı düşük ve otoriter hükümetlere sahipti. Son yüzyıl boyunca Uzakdoğu güç oyunlarında satranç tahtasındaki bir piyon gibi oynanmıştı.

Rusya ile yaptığı savaşı kazanan Japonya 1905 yılında Kore üzerinde koruyuculuk kurmuş ve 1910 yılında yarımadayı ülkesine katmıştı. Kore 1945 yılında Japonya’nın tesliminden sonra Sovyetler ile ABD arasında yeniden başlayan güç çatışmasının deneme tahtası oldu.

Kore savaşın sonunda kuzeyi Sovyet, güneyi Amerikan işgali altında olmak üzere ikiye bölünmüştür. Bir yanda Amerikan-Sovyet müzakereleri diğer yanda BM çabaları bu iki Kore’nin birleşmesini sağlayamamıştır. 25 Haziran 1950’de başlayan Kore Savaşı 1953 Temmuz’unda Panmunjom Mütarekesi’nin imzası ile son bulmuştur.

Kore Savaşı’nın nedeni, Mao’nun Çin’deki başarısı özellikle Hindi çini, Filipinler ve Endonezya olmak üzere tüm Asya’da devrimci hareketleri teşvik etmiştir. ABD Başkanı Truman’a göre bu saldırı SSCB tarafından yönetilmekteydi ve belki de Sovyet Çin saldırısının ilk adımıydı.

Üç yıl süren savaşta hiçbir taraf üstün gelememiş ve iki tarafta savaşın Kore sınırlarını aşmasına izin vermemişlerdir. Kore Savaşı’nın sonucunda Kuzey Kore, Çin ile Batı arasında bir tampon devlet haline gelmiştir.

Savaşın Çin Halk Cumhuriyet'i açısından sonucu ise belirli bir süre daha silah ve mali yardım bakımından Sovyetlere bağımlı kalmasıdır. Batılılar epey kayıp vermelerine rağmen Güney Kore’yi kurtaramamışlardır. Ayrıca SSCB’nin, ABD’nin atom üstünlüğüne rağmen Uzakdoğu’da böyle bir savaşı başlatma cesareti, Avrupa ülkelerini kıtalarında güçlerini artırmaya ve aralarındaki bağları sıkılaştırmalarını sağlamıştır.

Kore Savaşı’ndan en zararlı çıkan Koreliler olmuştur. Birçok Koreli ölmüş, ülkeleri yakılıp yıkılmıştır.

Diğer yandan, 1949’da atom bombasına sahip olan SSCB ile bir yarışa girişen ABD, 1952’de ilk hidrojen bombası denemesini yaptı. Bir yıl sonra da SSCB hidrojen bombası üretmeye başladı. Böylece Kore Savaşı’nın hemen ardından, ABD ve SSCB arasında nükleer silahlanma yarışı da hız kazandı.

2. U-2 Krizi

Soğuk Savaş Tarihi

Berlin Buhranı'nın ortasında patlak veren U2 olayının kaynağında, ABD ile SSCB arasındaki stratejik mücadele yatmaktadır. Özellikle SSCB’nin uzay ve roket teknolojisindeki ilerlemeleri ABD’nin askeri stratejilerinde önemli değişikliklere gitmesine sebep olmaktaydı.

Amerikan U-2 casus uçağı 1960’ta SSCB üzerinde keşif görevi icra ederken düşürüldü. Başlangıçta ABD uçağın casus değil meteoroloji uçağı olduğunu iddia etse de, uçağın pilotu sağ olarak Sovyetler tarafından ele geçirilmiş ve tüm operasyonu anlatmıştı.

14 Mayıs’ta Paris’te toplanan Zirve’de konuşan Kruşçev U-2 casus uçağının ülkesine karşı düşmanca faaliyetin bir parçası olduğunu ifade ederek, ABD Başkanı Eisenhower’ı ülkesinden özür dilemeye çağırdı. Eisenhower özür dilemeyince de Kruşçev toplantıyı terk etti.

U-2 Olayı sadece Doğu ve Batı blokları arasında diyalog çabalarını olumsuz yönde etkilemedi, aynı zamanda SSCB’nin Türkiye ile ilişkilerinde bir krize yol açtı. Zira U-2 uçuşlarının İncirlik Üssü’nden de yapıldığı gerekçesiyle SSCB Türkiye’ye bu tür “düşmanca eylemleri” tekrar etmemesi uyarısında bulundu.

3. Küba Kriziyle Yumuşama Dönemi

Soğuk Savaş Tarihi

Küba'da "Ekim Füzeleri" bunalımının en önemli özelliği iki nükleer silaha sahip süper gücün ilk kez doğrudan karşı karşıya gelmesidir.

U-2 olayından sonra ABD ve SSCB arasında gerilim her geçen gün artmaya devam etti. SSCB’nin 1957’de Sputnik’i uzaya atmasından ve Kıtalararası Güdümlü Füzeler geliştirmeye başlamasından sonra ABD'de benzer şekilde uzun menzilli ve nükleer başlık taşıyabilen güdümlü füzeler geliştirmeye başlamıştı.

Bir savaş halinde Sovyet hedeflerine en hızlı ve ağır darbenin indirilebilmesi için Amerikan füzelerinin SSCB’ye yakın bölgelere yerleştirilmesi gerekiyordu. ABD’nin ısrarlı talebi üzerine Türkiye, orta menzilli Jüpiter güdümlü füzelerinin kendi topraklarına yerleştirilmesine izin verdi. Nisan 1962’de Jüpiterlerin Türkiye’ye yerleştirilmesi tamamlandı. Bu arada Küba ile SSCB arasındaki askeri ilişkiler hız kazanmıştı. Castro yönetimi, yeni bir istila girişimini püskürtebilmek için SSCB’den silah alıyordu.

Kruşçev ise SSCB’ye komşu Türkiye’ye Jüpiter füzelerinin konuşlandırılmasına, ABD’ye komşu Küba’ya nükleer füzeler yerleştirerek karşılık vermek istiyordu. SSCB ve Küba 1962 başında füze yerleştirilmesi konusunda anlaştılar. Küba’ya gelen Sovyet uzmanları yerleştirilecek füzelerin altyapı inşaatına başladılar.

ABD’nin füzelerden haberdar olmasıyla Soğuk Savaş’ın en ciddi krizi başladı. 15 Ekim’de Başkan John F. Kennedy tarafından toplanan ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Yürütme Kurulu alınabilecek tedbirleri görüştü. Küba’nın ABD donanması tarafından ablukaya alınmasına ve nükleer başlık taşıyan Sovyet gemilerinin Küba’ya girişlerine kesinlikle izin verilmemesi kararlaştırıldı.

Bu arada ABD, SSCB ile yaşanabilecek bir termonükleer savaşın kendisi için de felakete yol açabileceği değerlendirmesini yapmakta, Sovyetler ile yapılan açık ve gizli temaslarda krizin nasıl sona erdirilebileceği üzerinde duruldu.

Kruşçev 26 Ekim’de Kennedy’e yolladığı mektupta, gerginliği daha fazla sürdürmemekten, karşılıklı olarak rahatlamaktan ve bir termonükleer savaşa yol açmamaktan söz etti. 27 Ekim’de ise Kruşçev Türkiye’deki füzelerinin sökülmesi karşılığında, Küba’ya füze yerleştirmekten vazgeçebileceklerini ilan etti. Jüpiter füzelerini kabul etmesi için bu sayede nükleer güç olacağına ikna edilen Türkiye ise ABD’ye, hiçbir şartta füzelerin kaldırılmasını istemediğini bildirdi.

28 Ekim’de Kruşçev, Sovyet füze rampalarının Küba’dan söküleceğini açıkladı. Kennedy de bunun dünya barışına büyük bir katkı olduğunu ilan etti. Kennedy - Kruşçev anlaşması uyarınca Nisan 1963’e kadar Türkiye’deki Jüpiterler tamamen söküldü.

Küba Krizi bir yandan iki süper gücün ilk defa doğrudan karşı karşıya gelmesi açısından önemliyken diğer yandan Küba krizinden sonra bloklar arasında yavaş yavaş "yumuşama" olgusunun temeli oluşmaya başlamıştır.

4. Vietnam Savaşı

Soğuk Savaş Tarihi

1945 Cenevre anlaşmaları ile Vietnam Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrıldıktan sonra, ABD, kuzeydeki komünist Vietnam rejimine karşı güneyi korumak için, yardımlarını devam ettirdi. Amerika’nın Vietnam işine karışmasının nedeni, Vietnam’ın kaybedilmesinin komünist olmayan Asya’nın çöküşüne yol açacağı ve Japonya’ya komünizmin yerleşeceği korkusuydu.

ABD yönetimleri iki görev belirlediler. Bütün çerçevesi güvenlik içindeki üslerle çevrili bir gerilla ordusunu yenmek ve çoğulculuk geleneği olmayan bir toplumun demokratikleşmesini sağlamak.

Vietnam Savaşı ABD’nin ilk başarısız savaş deneyimi ve Amerikan moral inançlarının fiili durumla çatıştığı ilk dış yükümlülük savaşı idi. Yine Vietnam Savaşı en çok çaba harcanan dayanılması zor fedakarlıklar isteyen bir savaştı.

Vietnam Savaşı’ndan sonra ABD, sınırlarını kabul etmek zorunda kalmıştır. Tarihin uzun bir evresinde, Amerika’nın farklılığına olan inancı ulusun maddi olanaklarının da bolluğu ile desteklenen bir moral üstünlük ilan etmiştir. Fakat Vietnam’da ABD, kendisini, moral bakımından kuşkulu ve Amerika’nın maddi üstünlüğünün büyük ölçüde bir anlam ifade etmediği bir savaşın içinde bulmuştur.

Vietnam deneyimi ABD psikolojisinde derin izler bırakmıştır. ABD’nin Vietnam’a gitmesinin nedeni bir merkezden yönetildiğine inanılan komünist fesadını durdurmaktı ve fakat bunda başarısız oldu. Kuzey ile Güney arasında İkinci Dünya Savaşı sonundan itibaren devam eden mücadeleye 1964'te de ABD katıldı. Zira kuzey Vietnam bir ABD gemisini batırmıştır. Bu hukuken saldırı demekti. 1973’te 55.000 ABD askerinin ölümü ile savaş sonuçlandı ve barış imzalandı. Ama barış 22 ay sürebildi.

Savaş 23 Ocak 1973 tarihinde başlamasından 30 yıl sonra, bir ateşkes ile bitmiştir. İmzalanan Paris Anlaşması’na göre, tüm Amerikan asker ve danışmanları Vietnam’dan çekilecek, tutsaklar geri verilecek, genel seçimler konusunda Güney ve Kuzey Vietnam arasında danışmanlar da bulunacak ve Laos ve Kamboçya’dan tüm yabancı güçler geri çekilecekti.

İkinci Dünya Savaşı sonlarında kurulan kırılgan ittifak, savaş sonrası karşılı güvensizlikten dolayı yok olmuş, dünya İki Kutuplu bir dönemine girmiştir. Bu dönemde iki büyük güç karşılıklı savaşmasalar da ideolojik olarak destekledikleri bölgeler için karşı karşıya gelmişlerdir. Bu krizler sırasında nükleer silahların varlığı karşılıklı güvensizlik ve tedirginliği pekiştirmişti. Soğuk Savaşın bitmesi artık bu ittifakların ve güvensizliğin yok olmasına, yeni bir dünya düzenine yol açmıştır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
İkinci Dünya SavaşıSoğuk Savaş Hakkında Bilgi

Soğuk Savaş dönemi ne zaman başladı ve ne zaman bitti?

Soğuk Savaş, 1947 yılında ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki gerilimle başladı ve 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla sona erdi.

Soğuk Savaş neden "soğuk" olarak adlandırılır?

Soğuk Savaş, ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki çekişme ve rekabetin açık bir savaşa dönüşmediği dönem olarak adlandırılır. Bu nedenle, "soğuk" olarak adlandırılır.

Soğuk Savaş sırasında neler yaşandı?

Soğuk Savaş sırasında, ABD ve Sovyetler Birliği arasında ideolojik, askeri ve ekonomik rekabet yaşandı. İki ülke arasındaki gerilim, silahlanma yarışı, uzay yarışı, casusluk faaliyetleri ve çeşitli sıcak çatışmalar gibi olaylarla hatırlanır.

Soğuk Savaş'ın sona ermesine ne neden oldu?

Soğuk Savaş'ın sona ermesine, Sovyetler Birliği'nin dağılması neden oldu. 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte, Soğuk Savaş'ın sonu geldi ve iki ülke arasındaki gerilim ve rekabet sona erdi.

Soğuk Savaş'ın tarihte ne gibi etkileri oldu?

Soğuk Savaş, tarihte önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Bu dönem, dünya genelinde siyasi, ekonomik ve askeri gerilimlere neden oldu ve dünya sahnesinde yeni bir düzen oluştu. Soğuk Savaş'ın sona ermesi, dünya tarihinde büyük bir dönüm noktası olarak kabul edilir ve uluslararası ilişkilerin geleceği üzerinde önemli bir etkiye sahipti.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış yorumlar onaylanmamaktadır.