Shameless Dizisi Hakkında 8 Şaşırtıcı Gerçek!

2004 yılında İngiltere'de başlayan Shameless(Utanmaz) dizisi, Paul Abbot tarafından tasarlandı. Ayyaş ve sorumsuz bir baba ile dizide çok nadir görünen lezbiyen ve bipolar bir annenin çocuklarının yaşamlarını düzene sokma çabasını konu alan bu dizi birçok ülke gibi Türkiye’de de çok ses getirdi. Hatta biz bu diziyi sevmekle kalmadık “Bizim Hikaye” diye de bir uyarmalarını çektik. 11 sezon boyunca İngiltere'de süren dizi, 2013 yılında sona erdi. Peki bayıla bayıla izlediğimiz Shameless hakkında ne kadar şey biliyoruz? İşte Shameless hakkında duyunca şaşıracağınız gerçekler!

Shameless İnceleme

1. Pilot bölümün ilk taslakları, Fiona'yı ortalama görünümlü, aşırı kilolu bir sarışın kız olarak tanımladı. Bunun yerine ince, koyu saçlı (muhteşem) Emmy Rossum'u bitirdiler.

2. Üçüncü sezonun prömiyeri “El Gran Cañon” (13 Ocak 2013), 2 milyon izleyiciyi çekti ve bugüne kadarki en yüksek puanlı bölüm oldu. O zamandan beri, bölümlerinin geri kalanı boyunca 2 milyondan az izleyicinin hemen altındaki ortalama puanları korumuştur.

3. Dört ayrı aktör, Gallagher'ın en gençlerinden Liam Gallagher'ı canlandırdı. Liam siyahtır, iki beyaz ebeveyne sahip olmasına rağmen, baskın bir siyah gen Gallaghers Frank'in büyükannesinden geçmiştir. 

4. Aralık 2016'da, Emmy Rossum'un gelecekteki bölümler için William H. Macy'den daha fazla ödeme yapılmasını istediği, Macy'den daha az ödenen önceki sezonları telafi etmesi gerektiği bildirildi. Rossum bu durumun halledilmesini şart koyarak oynamayı bir süre erteledi.

5. Chatwin, oldukça şakacı bir kişilik. Rossum ile öpüşme sahnelerinin çekileceği günlerde özellikle iğrenç kokulu yiyecekler yiyip sete geldiği öğrenildi. 

6. Mandy ve Lip’in gerçek hayatta çift olduklarını biliyor muydunuz? Emma Greenwell ve Jeremy Allen, Greenwell'in Jane Levy'nin yerine geçtiği 2011 yılında ilişkiye başladılar. 

7. William H. Macy (ABD versiyonu Frank) aslında kariyerine Chicago'da haftada 100 dolarlık küçük bir tiyatroda başladı. Bugün net değeri ise 22 milyon dolar.

8. Fiona'nın çalışmakta olduğu “Patsy's Pies” adlı restoran, Chicago, Illinois'deki Lincoln Avenue'de bulunan “Patsy's” adlı gerçek bir bar!

Shameless İzleyici Yorumları

1. Adı shameless olan bir diziden beklenecekler diye bir liste yapmam gerekse bunun içine her türlü ahlaksızlık, üçkağıt, itlik, serserilik girerdi. o açıdan beklentiyi her türlü karşılayan dizidir. orta sınıf ahlakıyla izleyince tabii "ooouv ırıspı" gibi yorumlar yapmak çok doğal ama kabul edelim hepimiz bayıla bayıla izliyoruz. hayatımızdan orta sınıfa ait her türlü değeri çıkar dizide karakterlerin yaptıklarının aynısını yaparız. hatta ahlak bekçisi halimizle bile yapıyoruz. şahsen benim izlerken freudiyan yanlarım kabarıyor, ilkel benliğime bir şeyler oluyor, bir fena oluyorum. hayır, mesele kim kime dokundurmuş meselesi değil. breaking bad izleyenler bilir şimdi walt whitman diye bir şair vardır. zamanında eşcinsel olduğu ve şiirlerinde bir takım erotik diyebileceğimiz sahnelere yer verdiği için feci ötelenmiş bir adamdır bu. tabii işte en büyük rahatsızlığı orta sınıfa yöneliktir. ama bu adamın şiirleri rahatsız edicidir çünkü içine işler, kendinden bir parça bulursun, kendini görürsün. whitman şu anda amerikan edebiyatının en büyük şairi olarak anılıyor. çok benzer bir şekilde breaking bad de gelmiş geçmiş en iyi dizilerden biri olarak kabul ediliyor (işte bir sembolizmi daha çözdük). ben shameless'ın da aynı yolda ilerlediğini düşünüyorum. hele ki böyle ahlaka dair tiratlar atmamıza sebep oluyorsa bu dizi kesinlikle doğru yolda. 

2. Bence bu dizinin olayı kusurlu olması. bu yüzden kendini o kadar yakın hissediyorsun, çünkü hiçbirimiz kusursuz değiliz. mesela fiona gidip efendi sevgilisinin piç kardeşiyle yatmak gibi bir hata yaptığında oha fiona oha diye kızıyoruz, ama pişmanlığını ve paniğini de hissedip üzülebiliyoruz. çünkü hepimiz insanız, hepimiz saçmaladık. o boktan ortamın içinde duygularını kaybetmemeleri, saçmalasalar da birbirleri için fedakarlık yapabilmeleri diziyi bu kadar güzel kılan şey. mesela lip'in karen için o kadar çok şey hissetmesi ve üzülmesi, karen'ı yaptığı bütün saçmalıklara rağmen sevimli hale getiriyor gözümde. dizi suç/masumiyet dengesini çok iyi tutturmuş. nazar değmesin diyor, izlemeye devam ediyorum.

3. Amerikan sinemasının özelliği bir icat çıkacağı zaman ya da yeni bir akım başlayacağı zaman insanlara film, dizi olarak sunulması böylece psikolojik hazırlığın yapılması üzerinedir. mesela siyahlar için yükselme dönemine hazırlık cosby show dizisiyle oldu. bilgisayara hazırlık star warsgibi robot, bilgisayar içeren film, dizilerle tabi sadece kendileri için değil dünya içinde bir çizelgeleri var. mesela ben açıkçası bir sahnesinde duygulanmaktan ziyade hasiktir dedim. gezi olaylarının üzerine frankle aynı odada kalp nakli bekleyen küçük kızın ölüm saati akşam 9.05 olması acaba geziciler için bir planın yola çıkması mı diye. paranoyak diyebilirsiniz ama yazmadan edemezdim. atatürk sabah 9.05 de öldü küçük kız ise akşam, biz ataya güneş deriz.. güneş battıktan sonra.. evet ben paranoyak biriyim.

4. Önceden parça parça izlediğim ancak bir haftada 4 sezonu izlediğim dizi. en sevdiklerim arasına girmiş bulunmaktadır. karakterlerin her birini ayrı seviyorum. tabi lip başka bambaşka, shelia bir de. bu ikisi en sevdiğim karakter.kadının bence senaryonun payı dışında da inanılmaz bir yeteneği var. bir saflık ve temizlik var kadın da. ayrı seviyorum yani frank, carl, debbie, karen,mandey,jody(shelia'nın o tatlı sesi ile), vi,kev, mickey ve kara şeker liam.

5. Arkadaş ben hayatımda bir çok dizi izledim hiç biri bu kadar içime işlememişti, sadece bana mı oluyor bilmiyorum ama manyakça mutlu oluyorum yani ne kadar sorun sıkıntı var unutuyorum hatta len niye bu kadar üzülüyorsun bak fiona olsaydı şimdi üstesinden nasıl da gelir diye kendimi telkin ederken buldum.yeni sezonu beklerken vakit geçsin diye bir çok dizi izledim yok olmuyor bunlar gibi degil hiç bitmesin ömür boyu falan sürmeli. farkettim ki bu aile sezon tatili yaparken ben bok gibi şeylere üzülmüşüm gözümde büyütüp bögüre bögüre aglamışım, insanı nasıl kendine çekiyor nasıl da onlardan biriymiş gibi hissettirmeyi başarabildiler bilemiyorum.

6. Beş sezondur soluksuz izlediğim dizi...sosyolojik olarak bakıldığında amerika nın öteki yüzü...aynı şehrin iki yakası arasında ki sosyal ve ekonomik eşitsizliğin tescili...(ahlaki çöküntü diyemeyeceğim kusura bakmayın efendim, mevzu ahlaksızlık olunca kimse bizim elimize su dökemez zira. onlar aleni yapar, bizim toplum her boku yapar, su yüzüne çıkmadığı müddetçede sineye çeker olur biter...) 

7. Cennet mahallesi'nin amerikan versiyonu; amerikalılar çağla şikel ile alişan'nın muhteşem performansına hayran kalıp bu diziyi yaratmışlar. adını da ilk baş şahanem koyacaklarmış da amerikan alfabesinde ş harfi yok sıkıtı olur şimdi, diye vazgeçmişler. tabii yönetmenin de amerika'nın trakya eyalatinden olması hasebiyle, h harfini yuttuğundan ötürü diziye şahanem yerine şemlıs ismini verdiği yönünde dedikodular da çıkmış.

8. Kültür şoku yaşatan dizi. ha interstellardan çıkıp pendik minibüsüne binmişsin, ha bunu izleyip sokağa inmişsin.. ben ne güzel bayadır izlemiyodum. geçen liam'ı özlediğimi fark edip üst üste büssürü bölüm izledim. sonra bira almak için dışarı çıkıp da açık tekel bulamayınca yine aynı karmaşayı yaşadım. ama hala shameless'ın etkisindeydim, bu yüzden tekelin kepengine işeyip güvenlik kamerasına orta parmağımı gösterdim. sonra eve gelip ntvspor'daki altyazıları okurken uyudum. muhtemelen o sıralarda gallagher'lar cima ediyorlardı. offff aşırı sıkıcıyım ya benden sıkıcısı bayram ziyaretine gelen az tanıdık akraba. lanet olsun ya.

9. Hayatımda en çok severek özleyerek ağlayarak gülerek izlediğim diziden sıkıldım. neden mi.? Öncelikle bu aile önceden sel sefil oldukları halde yine ne olursa olsun beraberlerdi frank arada götlük yapar yine bizi kızdırır ama güldürürdü de ve rolü daha fazlaydı ee noldu frank reyiz gitti saçma salak bir adam geldi eski itlikleri yok oldu. lip; tamam ailenin hatta mahallenin iyi çocuğu akıllısıydı her zaman ama yine ailesiyle birlikteydi ne oldu okumaya gitti semti unuttu uğramaz oldu özletti. debbie seni küçükken çok severdim sen her daim iyi kalpli melektin ne ara fiona ablandan nefret eder oldun da aranıza mesafe koydun ki seni de özlüyorum bakma kızdığımıza.

10. Yeni dizi arayışındayken rastladım bu diziye çok değişik karakterler var hepsi ayrı dikkatimi çekiyor henüz ilk sezondayım ama favori dizilerim arasında yer aldı bile. o baba nasıl bi tipsizdir öyle . ayakkabı çıkarma olayını hastalıklı bi tip olarak göstermişler ayrıca o poşetli koltuklar felan bizim teyzelere kalsa en sağlıklı insan profili.

Shameless Dizisi Karakter Analizi

1. Frank Gallagher - William H. Macy

Ailenin alkolik babası. Baba kelimesinin anlamlarını tam olarak taşımasada ara sıra iyilik yapabilen bir adamdır. Tüm zamanını barda geçirir ve narsist bir yapıya sahiptir.

2. Fiona Gallagher - Emmy Rossum

Fiona kardeşlerin en büyüğü ve mecburen annelik görevini üstlenen karakterdir. En büyük dileği "düzgün" bir evlilik ve kariyer yapmak ancak mevcut şartlarıyla istekleri arasındaki gelgitler, kısırdöngüye dönüşmüş durumdadır. Fiona için erkekleri sever desek hiç de yanlış olmaz. 

3. Phillip “Lip” Gallagher - Jeremy Allen White

Lip ailenin en büyük erkek evladı aynı zamanda en zeki çocuğudur. Üniversiteden mezun olup "düzgün" bir yaşam sürme şansına sahip ancak ailesinin başına açtığı sorunlara rağmen onları terk etmiyor, terk edemiyor.

4. Debbie Gallagher - Emma Kenney

Ailenin en küçük kızıdır. Ailesine sadık, dürüst biridir. Ergenlik döneminde yaşamak istediği hayat yüzünden ablası Fiona ile araları bozulur. Ne olursa olsun ailesi onun için herşeyden önemlidir. Frank ne kadar umursamaz davranırsa davransın Debbie’nin sevgisi ona karşı hiç bitmez.

5. Ian Gallagher - Cameron Monaghan

Lip’ten sonraki en büyük erkek çocuktur. Askeri okulda okumak için abisinin kimliğine bürünmüştür. Eşcinseldir. Eski kız arkadaşı Mandy’nin abisi Mickey ile bir ilişkisi vardır.

6. Carl Gallagher - Ethan Cutkosky

Ailenin en küçük çocuğu Liam’ın bir üstüdür. Serseri, sadist bir yapısı vardır. Frank’in oğlu olmasının hakkını tam anlamıyla verir. Kız düşkünüdür.

7. Liam Gallagher - Christian Isaiah

Evin en küçüğü. Zencidir. Uyumlu, sessiz bir tiptir. İnanılması güçte olsa o Frank’in oğludur.

8. Steve / Jimmy / Jack Lishman - Justin Chatwin

Fiona’nın vazgeçemediği adam. Araba hırsızlığı yaptığı dönemden sonra Tıp Fakültesine geri döner. Ailesi çok zengindir. Steve asla onlar gibi olmak istemez.

9. Veronica “V” Fisher - Shanola Hampton

Gallagher’ların yan komşusu. Sevgilisi Kev’le canlı yayın yapıp para kazanır. Fiona’nın en yakın arkadaşıdır. Arada sırada Kev’e kalan barda çalışır.

10. Kevin “Kev” Ball - Steve Howey

Gallagher’ların yan komşusudur. Veronica ile birliktedir. Yıllarca çalıştığı barın sahibi, vasiyetinde barı Kev’e bırakır. Kızlarına çok düşkün bir babadır. Ve zaman zaman bu sebepten dolayı V ile araları açılır.

11. Sheila Jackson - Joan Cusack

Karen’ın annesidir. Kızının evlendiği adam ile birlikte olmuştur. Dışarı çıkma korkusunu uzun zaman sonra yenebilmiştir. Yeni tarifler denemeyi çok sever.

12. Monica Gallagher - Chloe Webb

Evin annesidir. Eşcinseldir. Bipolar hastasıdır. Çocukları her seferinde terk edip dahada çok yaralamıştır. Ama Frank hep ona aşık kalmıştır.

13. Mandy Milkovich - Jane Levy

Mickey’in tek kız kardeşi, Lip’in sevgilisi. Aslında abisi gibi oda çok serttir. Ama söz konusu Lip olunca uysallaşır.Hatta Lip üniversiteye gitmek istemezken, Mandy üniversitelere Lip adına başvurur ve hayatını kurtarır.

Önerilen İçerik: Netflix Dizileri – Gelmiş Geçmiş En İyi Orijinal Netflix Dizileri

NeOldu.com / Sinema